“Arkaya doğru ilerler misiniz lütfen?”, “İzin verin biz de binelim!” şeklindeki seslenmelerin rica ve tehdit arasında gidip geldiğine neredeyse otobüse her bindiğimizde şahit oluruz. Bunlara kimi zaman şoförün bağırışları eklenir fakat çoğu zaman da kimse üstüne alınmaz. Gelelim biraz gözlem yapan her insanın kolayca fark edebileceği asıl konumuza.
İşe yetişebilmek için ağzına kadar dolu bir otobüse binmek zorunda olduğunuzu ve otobüsteki insanların hiçbir çaba sarf etmediğini düşünün, neler hissederdiniz? Şimdi bir de çok yoğun bir iş gününün sonunda eve gidebilmek için bindiğiniz otobüsün her durak sonrasında daha da dolduğunu artık hareket edilemez hale geldiğini, dışarıdaki insanların ise içeridekileri ısrarla itip kendilerine yer açmaya çalıştığını hayal edin, hissettiğiniz duygu değişti mi?
Gözlemlediğim, sorduğum hatta bizzat hissettiğim tecrübeler iki durumdaki duygunun da karşı tarafa duyulan öfke olduğunu söylüyor. Peki aynı zamanda biri otobüse binmeye çalışan diğeri ise içeride sıkışan iki kişi olsak iki yönden de kendimize karşı hissedeceğimiz öfkenin nedeni ne?
Benim kişisel görüşüm, bu ve bu gibi durumların nedeninin modern toplumsal bencillik olduğudur. Bu toplumsal sıkıntının en tehlikeli yanı ise bulaşıcı olması ki zaten hali hazırda toplumun büyük bir bölümünü etkilemiş durumda.
Mühendisliğin temelinde iddia ettiğin probleme uygulanabilir bir çözüm önermek yatar, bu toplumsal bencillik türünün çözümü ise mühendislerin çözümleri gibi sorunu bir hamlede çözebilecek ek parçalar falan değil, tam tersi yıllar, nesiller sürecek bir süreç. Çünkü yaşadığımız toplumun normları sırada bekleyip bizden önce gelen insanlara saygı duymak yerine sıraya ortadan dahil olup işimizi en hızlı şekilde halletmemiz gerektiği yönünde bizi uyarıyor. Bu problemi çözmek istiyorsak tam da bu bozulmuş normları yeniden inşa etmemiz gerekiyor, bu da uzun bir süreç işi.
Ya da kısaca bir ihale açıp güzel paralara, yakınlarımıza verip sırada beklemeyi seçen toplumların ürettiği otobüslerden alıp seferleri artırmak da çözüm(!) olabilir gayet tabii.•