İçeriğe geç

Teknik Üniversitede Barın(a)ma

Teknik Üniversite’deki barınma sorunu uzun süredir devam etmekte fakat son yıllarda yapılan kontenjan artırımları, yurtlara olan talep ve yurtlardan ayrılan insan sayısının dengesizliği ve ülke genelinde kötüye giden ekonomik koşullar ile beraber daha çok hissedilmeye başlandı. Okulumuzda yaklaşık 25 bin lisans öğrencisi öğrenim görmekte ancak buna karşılık okulun 3 ayrı kampüsteki toplam yurt kapasitesi 4.706 kişi. Bu durum okulun öğrencilerin barınma hakkının sağlayamadığını gösteriyor. KYK yurtlarında ise durum çok da farklı değil. Ülke genelinde KYK yurtlarında öğrencilerin sadece %8’i barınabiliyor. Hal böyle olunca öğrenicilere çok da bir seçenek kalmıyor ya yüksek ücretli özel yurtlar ya da gerici cemaat ve tarikat yurtları. Her yıl üniversiteler içerisinde stantlarını açarak öğrencileri çekmeye çalışan bu yurtlar özel yurtların sekizde biri gibi bir oranla barınma sağlayabiliyor. Özellikle düşük gelirli aileler için ise bu yurtlar tek seçenek haline dönüşüyor. Ama biz eğitimimizi tamamlamak için eğitim materyelleri, sağlıklı beslenme, ulaşım ve barınma gibi temel ihtiyaçlarımıza ücretsiz bir şekilde ulaşmamız gerektiğini biliyoruz. Eğitimi basit bir şekilde kendini kurtarma yolu olarak görmüyoruz. Eğitimin kamusal bir konu olduğunu ve eşit ve ücretsiz eğitimin tüm toplumu ileri götüreceğinin farkındayız.

Nitelikli barınma hakkı öğrenim gören bireylerin en temel haklarındandır. Üniversite öğrencileri eğitim alırken bu temel haklara erişmek için yok pahasına ücretlerle çalışmak zorunda olmamalı, penceresine duvar örülmüş bir odaya 900 TL ödemek zorunda kalmamalı veya tarikat yurtlarında canice öldürülmemeli. Okul ve devlet tarafından öğrencilerin nitelikle barınma hakkı ellerinden alınıp,  gerici cemaat yurtlarına teslim ediliyor. Yurtlarda yapılan gerici etkinliklere katılım zorunlu kılınarak; üniversite hayatı ve İstanbul’a alışmaya çalışan öğrencilerin adeta beyinleri yıkanıyor.

Biz İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencileri olarak niteliksiz KYK yurtları ya da tarikat yurtları ile kira fiyatları asgari ücrete yaklaşan hatta bazı semtlerde bunu da aşan niteliksiz evler arasında seçim yapmaya mahkum edilmeyi kabul etmiyoruz.

Maalesef ki sorun sadece yetersiz yurt kontenjanları değil. Yurtların niteliksiz olması İTÜ öğrencilerinin en büyük problemlerinden bir tanesi. 2019 yılında Perspektif ekibi olarak yaptığımız bir anket ile beraber İTÜ’lü öğrencilere yurt yaşantılarıyla ilgili bazı sorular sorduk. 300 kişi ile beraber yaptığımız bu ankete göre öğrencilerin %57.33‘ü İTÜ kampüsleri içerisinde ki yurtlarda yaşamakta.  Öğrencilerin yurtlara dağılımını yan taraftaki tabloda görebilirsiniz.

Yurtlarda kalan öğrencilerin en büyük sıkıntılarından bir tanesi kişi başına düşen özel alan; yurtların büyük bir kısmının fiziki şartlarının yetersizliği, bir insanın sahip olması gereken özel alanı maalesef bizlere sağlamıyor. 1-5 puan arası değerlendirilen soruda öğrencilerin %82’si kendi kişisel alanını 3 puan ve altı olarak tanımlıyor. Odanın büyüklük dışındaki fiziki yapısını (mobilyalar, ısınma, havalandırma, temizlik, aydınlatma vb.) öğrencilerin %70’i 3 puan ve altı olarak değerlendirmiş. Bu değerlere baktığımızda yurtlarda kalan öğrencilerin büyük bir çoğunluğunun aslında yaşadıkları ortamı yetersiz bulduklarını görüyoruz. Bunun yanında öğrencilerin %51’i yurt içerisinde ki ders çalışma alanlarını 3 puan ve altı olarak değerlendirmiş. Kişisel alan dışındaki ortak kullanım alanlarındaki fiziki yapıyı öğrencilerin %81’i 3 puan ve altı diyerek yetersiz buluyor. Hem binaların eski olması hem de yeterli sayıda personelin olmaması bu sonuçların en büyük etmenleri arasında gösterilebilir.

 Hali hazırda faaliyet gösteren yurtların bazılarında mutfak dahi bulunmuyor. Hatta tost makinesi, elektrikli ocak gibi pratik yemek ve kahvaltılık hazırlama imkanı bile çoğu yurtta maalesef yok. Yurtta barınan öğrencilerin %73’ü yurtlarında ki kahvaltı olanağını (mutfak, buzdolabı vb.) kısmen veya yok olarak değerlendirmiş. Okulumuzda yıllardır konuşulan ve sonunda bu yıl hayata geçirilen yemekhanede kahvaltı servisi ise kalite olarak beklentinin çok altında, fakat ücret olarak beklentilerin epey üstünde bir şekilde gerçekleşti.

Sadece hafta içi verilen öğle ve akşam yemeklerinde porsiyon azlığı da sosyal medya üzerinden rektöre iletilmişti fakat kayyum rektörümüz muhtemelen yeni atandığı için “Bunlar sayılı geliyor.” veya “Ana yemekten daha fazla veremiyoruz” diyen personel ve işleyişten habersiz bir şekilde “Bir kepçe daha isteyin o zaman” gibi öğrenci ile iletişimden kopuk ve çözüme kapalı bir cevap vermişti.  

‘’Bütün bu etmenler ile beraber genel olarak kaldığınız yurda 10 üzerinden kaç puan verirsiniz? ‘’ sorusuna ise Teknik Üniversiteli öğrencilerin %69’u 6 ve altı olarak yanıt verdi. Bu veriler ışığında tablo oldukça açık öğrenciler barınma koşullarından memnun değil. Bu kadar düşük standartlara sahip yurtlara her yıl düzenli olarak yapılan zamlara anlam vermek çok güç. Çoğu öğrencinin okul yurtlarından başka seçeneği olmamasını fırsata çevirmek adeta bizi öğrenci değil müşteri yerine koymaktır.

Bizim istediğimiz okul yönetiminin öğrencilerin birincil ihtiyaçlarına bir çözüm üretmesi. Okul içerisinde ki yurtlar ve yemekhane hem kapasite hem de nitelik olarak maalesef olması gerekenin çok daha altında bir seviyede. Durum böyle olmasına rağmen okul kaynakları ihtiyaç dışındaki yapılar için kullanılmakta. Umarım ilerleyen zamanlarda öğrencilerin nitelikli barınma hakkına sahip olduğu bir İTÜ görebiliriz.