Bugünden yani 2017 Türkiye’sinin Şubat ayından şöyle bir geriye bakacak olursak özellikle son 15 yılda gittikçe gericileşen bir iktidarın saldırısı altında olduğumuz aşikârdır. Artan gericilik başta kadınlar olmak üzere toplumu oluşturan çoğu özneye saldırmaktadır. AKP/Saray rejiminin öncelikli hedefi asla onlara boğun eğmeyen gençlik olmuştur. Bu sebepten üniversiteler ve üniversitelilerin yaşam alanları olan yurtlar gerici iktidarın başlıca saldırı alanıdır. Gerici baskıyı toplumda en çok hisseden öznelerin başında da kadınlar vardır. Tablo bu olunca AKP iktidarının yurtlara özellikle de kadın yurtlarına saldırısı kaçınılmaz olmuştur.
Peki, Yurt Nedir?
Üniversiteyi başka şehirlerde okuyacak olan öğrencilerin kısa süreli de olsa kaldığı ve en temel ihtiyaçlarından olan barınma ihtiyacının giderildiği yaşanılabilir ve güvenilir olması gereken kurumdur.
Ülkemizde Yurtların Durumu Nasıldır?
Yurtların insanların en temel ihtiyaçları olan barınma ihtiyacını karşıladığını dolayısıyla yaşanılabilir ve güvenilir olması gerektiğini söylemiştik. Fakat maalesef tablomuz pek iç açıcı değil. Odaların ve ortak 20 kullanım alanlarının pisliği, yaşamaya elverişsizliği, fazla sayıda kişinin bir odayı paylaşması, yurtların niteliksizliği ve denetimsizliği yurtlarla ilgili yaygın görülen şikâyetlerden. Tüm bunlar bir yana çok sayıda öğrenci ise kalabilecek bir yurt bulmakta dahi sıkıntı çekiyor. Kalacak yer bulanları ise yurt parası ödeme derdi bekliyor. Üstelik çoğu öğrenci yurt yetersizliğinden cemaat yurtlarına gitmek durumunda kalıyor. 18’ini geçmiş insanların özgürlüğünü ve temel haklarını tanımama, baskı, katı giriş çıkış saatleri gibi sorunlar ise neredeyse her yurtta görülürken cemaat yurtlarında çok daha katlanılmaz şekilde karşımıza çıkıyor.
Yurtlarda Neler Oluyor?
Cemaatlere peşkeş çekilen ve gericilik kuşatması altındaki yurtlarda her gün yeni bir rezillik çıkıyor. Ensar Vakfı’na ait yurtlarda 45 çocuğa tecavüz edilebiliyor ve bu ‘’Bir kereden bir şey olmaz’’(Aile bakanı Sema Ramazanoğlu) denilerek normalleştirilebiliyor.
Adana’da Aladağ’da Süleymancılar olarak bilinen cemaate ait bir kız yurdunda yangın çıkıyor, 12 kişi ölüyor. Ve yurdun denetimsiz olduğu yangın merdivenlerinin ‘’kilitli’’ olduğu ortaya çıkıyor. Yurtta çocuğu yanarak ölen bir baba bölgede başka yurt olmadığı için çocuklarını cemaat yurduna göndermeye zorunlu bırakıldığını belirtiyor.
Konya’da tarikata ait yurt ve kuran kursu olduğu bilinen binada gaz sıkışması sonucu oluşan patlama 18 kişinin ölümüne sebep oluyor.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi yurtta kalan öğrencilerin hayatları kısıtlanıyor, yurt öğrencileri yurt zamlarını ve uygunsuz koşulları protesto yapmak için sokaklara dökülüyor.
İTÜ’de Durum Ne
İTÜ’nün sembolü haline dönüşen “İTÜ Asırlardır Çağdaş” yazısının söküldüğü, çağdaşlığı, laikliği, üretimi düşman kelimeler belirlemiş bir yönetimin olduğu İTÜ’de diğer yandan cihatçı çeteler masa açabiliyor, laiklik isteyen öğrenciler güvenliklerin fiziksel şiddetine ve hakaretlerine maruz kalıyor, yetmezmiş gibi okuldan uzaklaştırılıyor. Haliyle gericilik okulun bütünü gibi yurtlarını da vuruyor. Bundan kısa süre evvel sosyal medya üzerinden de belirtildiği gibi yurtların giriş çıkış saatleri geriye çekiliyor, yurda izinsiz gelmemeye kota getirilip 5 güne indiriliyor, 15 gün hafta içi izin yazma kotası uygulanıyor, öğrencinin yurda son giriş saatine kadar izin yazma hakkı olduğu halde kafalarına göre uydurmuş oldukları yazılı olmayan bir ‘’geç saatten’’ sonra izin yazılmasına izin verilmiyor, yurt müdürleri torpille getiriliyor ve bu müdürler öğrenciyle tehditkâr bir üslupla konuşma hakkını kendilerinde bulabiliyor, ‘’Bu yurda bir yudum dahi alkol tüketmiş gelemezsiniz’’ , ‘’Biz sizin iyiliğinizi düşündüğümüz için sizi kısıtlıyoruz’’, ‘’Bu saatten sonra dışarı nereye gideceksiniz ki? Çıkamazsınız!’’ ‘’Tanımadığınız yerde kalmanızı istemiyoruz’’ gibi gerici dayatmalar yurtta kalan kadınlara karşı sarf edilebiliyor. Yakın zamanda bir yurt yangınında öğrenciler kilitli yangın merdivenleri yüzünden ölmüşken İTÜ yurtlarında merdivenlerin bu olay sonrasında öğrencileri susturmak adına 2-3 gün açık tutulup sonra başka bir yol bulunulacak denilip yine kilitlenmesi söz konusu. Yurtla alakalı sıkıntıları dile getirmek ‘’suç’’ sayılarak öğrencilere soruşturma açılabiliyor, iftira atılabiliyor. Üstelik kadın ve erkeklere karşı tutum eşit değil. Kadın öğrencilere yönelik baskı had saf hadayken erkek öğrenciler bu gibi sıkıntılara daha az maruz kalıyor. Çoğu yurdun şartları da pek iyi değil. İTÜ’nün sosyal medya gruplarında her gün yurt koşullarıyla alakalı sıkıntılar dile getiriliyor.
Şartlar kötü, yönetim gerici, gelelim fiyatlara. Geçtiğimiz aylarda #itülümüşterideğilöğrenci etiketiyle(hashtag) Twitter’da Türkiye gündemi olmuştu. Bu sayede okulda neredeyse her yerde sömürüldüğümüzü dile getirmiştik. Yurtlar ve ücretleri konusunda da sanırım o dönem hazırladığımız görseli kullanmak yeterince açıklayıcı olacaktır. Görselde İTÜ yurtlarını Boğaziçi ve ODTÜ’yle kıyaslamıştık. Diğer üniversiteleri de kattığımızda bu tablo daha da vahimleşiyor. Yurtlarla ilgili hazırladığımız infografiğe yazının son sayfasından ulaşabilirsiniz.
Sorun Neden Politik?
Bundan birkaç ay evvel sosyal medyada yurtla ilgili sıkıntıları anlatırken paylaşmış olduğum metin şöyleydi:
“Merhaba arkadaşlar, hepimizin bildiği üzere İTÜ’de özellikle kadın yurtlarında kalan öğrencilere karşı çok büyük bir gerici baskı var. 1 dakika bile geç kalamazsın yoksa tutanak tutacaksın tutumu, bilmediğin yerlerde neden kalıyorsun söylemi, belli bir saatten sonra kütüphane izni yazılmaması, belli bir tutanak sayısından sonra yurttan atılıyor olmak gibi saçma sapan gerici kurallarla hayatımıza müdahale ediyorlar. Bütün bu saçma kuralları koyan zihniyetle Ensar’da çocuklara tecavüz eden, şort giyen kadına tekme atan gerici yobaz zihniyetin aynı olduğunu söylediğimde de hayır biz sizi koruyoruz diyecek kadar yüzsüzler. Kadınları korunması, erkeklerden sakınılması gereken eksik bir canlı olarak görmek gericiliğin ta kendisidir. O saatte orada ne işi vardıcılıktır, kısa giymeseymişçiliktir, tecavüzü hak etmiştirciliktir. Şiddeti ve tecavüzü meşrulaştırır. Yurtlarda kalan kadınlar olarak hepimiz belli bir yaşa ve zeka olgunluğuna ulaşmış bireyleriz. Biz sizi koruyoruz diyerek neye hakaret ediyorlar zekamıza mı, erkeklere mi, yoksa kadınlığımıza mı? Bu grup öncelikle bu gibi gerici baskılara karşı ortak bir dayanışma geliştirmemiz, çözüm yolları aramamız ve kazanım elde etmemiz için kurulmuştur. Fakat İTÜ’de yurt sorunları sadece bu kadar değil maalesef. Olur olmaz her şeye para bulan, her sene belediyeler gibi yol yenileyen, okulu ranta pazarlayan rektörlük öğrencilerin temel sorunlarıyla ilgilenmeyi zul görmekte. Ve özellikle yurtta kalan öğrenciler bu sebeplerden çok sıkıntı çekiyor. Bu gibi sorunlara karşı hızlı karar alıp uygulayacağımız bir platforma ihtiyacımız var diye düşündüm. Yurtta kalan çevremizi lütfen dahil edelim.”
Bu yazının üzerine kimi öğrenciler sorunlar konusunda “Haklısın fakat politikleştirilmeseydi daha iyi olurdu” görüşündeydiler. Sanırım sorunun neden politik olduğu tablonun bütününe bakıldığında açıkça görülmektedir. 15 senedir ülkeyi yöneten ve kendi rejimini kurmak isteyen iktidar bulduğu her fırsatta kadına saldırmaktadır.
AKP ve Çevresinin Kadınlara Bakışını Yansıtan Bazı Cümleler
Birgün gazetesinin derlemiş olduğu bazı sözleri aktarıyorum. AKP’lilerin devlet politikası haline getirdiği kadın düşmanlığı bu sözlerden açıkça belli olmaktadır. AKPliler her fırsatta kadını ve kadınlığı aşağılamaktadırlar. Sıklıkla kullanılan “Bir kadın olarak sus”, “Kadınsın haddini bil”, “Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer, ya kiralıktır ya satılık” gibi sözler sıklıkla kullanılmaktadır.
“Kadın ile erkek eşit olamaz, fıtrata aykırı” (T. Erdoğan)
“Kız mıdır, kadın mıdır bilemem” (T. Erdoğan)
“Kadınlar iş aradığı için işsizlik var” (Maliye bakanı, Mehmet Şimşek)
“Anası tecavüze uğruyorsa çocuk neden ölsün, anası ölsün” (Melih Gökçek)
“Kadın çalışarak fuhuşa hazırlık yapar” (Nureddin Yıldız)
“Evdeki işler yetmiyor mu” (Veysel Eroğlu)
“Kahkaha atan kadın iffetsizdir” (Bülent Arınç)
“Kadının fıtratında köle olmak var” (Uğur Işılak)
“Tecavüze uğrayan kürtaj yaptırmasın” (Sefer Üstün)
“Hamile kadın sokakta dolaşamaz” (Ömer Tuğrul İnançer)
“Kadınlar için tek kariyer annelik” (Mehmet Müezzinoğlu)
“Türk kadını evinin süsüdür” (Vecdi Gönül)
AKP’nin söylemleri dahi gerici ideolojinin kadına verdiği değeri ortaya koymakta yeterliyken, son 15 yıllık dönemde artan kadın cinayetleri, tecavüzler ve çocuk gelinler de atlanmaması gereken gerçeklerdendir. Üstelik AKP kadroları tecavüzü meşrulaştırmakta, kadına şiddeti algıda seçicilik olarak nitelendirmektedir.
Bütün bu veriler göz önüne alındığında yurtlarda yaşanılan gerici baskının bir tesadüf olduğu savunulamaz. Yurtlardaki baskı topluma yerleştirilmeye çalışılan gericiliğin ürünüdür.
Ne Yapılmalı?
Ülkenin şu anki durumuna baktığımızda tarihsel bir hesaplaşmaya doğru gittiğimizi görmek çok da zor olmasa gerek. Ufuk Çavdar’ın Yeni Yazılar dergisinin 12. sayısındaki yazısında da belirttiği üzere, bu toplumda AKP iktidarıyla asla yan yana gelemeyecek ve kurulmak istenen yeni rejime asla boyun eğmeyecek olan, tasfiyesinin mümkünü olmayan bir birikim vardır. Türkiye’nin geleceğine ilişkin sorulara bu birikimle gericilerin aynı yanıtları verebilmesinin ise imkânı yoktur. Ülkemiz, dayatmaya çalışılan gericilik ile bunu hiçbir zaman ve hala kabul etmemiş olan, Geziciler olarak tarif edebileceğimiz ilericiler arasında tarihsel bir hesaplaşmaya doğru gitmektedir.
Bu tarihsel hesaplaşmada üniversite gençliği olan bizlere düşen rol büyük olacaktır. Bize düşen yaşamı savunmaktır. İşte bu yüzden öncelikli hedefimiz sandıktan “Hayır” çıkartmak olmalıdır. Bilmeliyiz ki güçlü oldukları için değil, güçsüz oldukları için saldırmaktalar, bilmeliyiz ki bu karanlıktan kurtulmak bizim ellerimizdedir.
Üniversite gençliği olarak görevimiz bu ülkenin güzel günleri getirecek çocukları olduğunu, hep yeniden doğan Haziranları olduğunu göstermektir. Gerici AKP/Saray rejimi hayatımızın her alanına nüfuz edip bizi yurtlarımızda yaşam alanlarımızda dahi bulmuşsa, bir kavgaya davet edilmişiz demektir. Davetleri kabulümüzdür.
Kaynaklar:
1. Ufuk Çavdar, İki Darbe Arası Türkiye, Yeni Yazılar 12. sayı
2 http://ilerihaber.org/icerik/tarikat-yurtlari-olum-saciyor-adana-
daki-facia-konyada-da-yasanmisti-63914.html
3. http://ilerihaber.org/icerik/adanada-ogrenci-yurdunda-yangin-12-kisi-hayatini-kaybetti-22-yarali-63897.html
4. http://ilerihaber.org/icerik/aladagdaki-tarikat-yurdu-yanginina-iliskin-bilirkisi-raporu-cocuklar-kapiya-ulasamadan-zehirlendi-66442.
html
5. https://www.evrensel.net/haber/69572/kizli-erkekli-yurt-eylemi
6. http://gencgazete.org/bir-kadin-olarak-hayir-demek-icin-5-sebep/
7. http://www.birgun.net/haber-detay/akp-zihniyetinin-kadina-bakisi-12-yilda-kim-ne-dedi-83051.html
8. http://ilerihaber.org/icerik/o-yurtlar-suleymancilarin-yeni-liderinin-eseri-63940.html