İçeriğe geç

Yarım Asırlık Bir Kültür Yuvası: Atatürk Kültür Merkezi

Atatürk Kültür Merkezi’nin (Bu adı 1973 yılında almıştır, 1969 yılına kadar Opera Binası ismi kullanıldı, daha sonra Kültür Sarayı ismiyle anıldı.) temelleri 29 Ekim 1946 tarihinde atıldı. Dönemin İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı Lütfü Kırdar, temel atma töreninde binanın 8 milyon liraya mal olacağını söylemiş, 1953 yılında açılacağını duyurmuştu. Bu gideri de belediyenin karşılaması öngörülüyordu. Ne var ki belediyenin bütçesinin yetmeyeceği anlaşıldı ve 1953 yılında inşaatı Hazine’ye devredildi, yapımından da Bayındırlık Bakanlığı sorumlu tutuldu. Opera Binası’nın projesi üç kez yenilendi ve bina 23 yıl sonra, kimi kaynaklara göre 85 milyon lira harcanarak, 12 Nisan 1969’da -bazı bölümleri tamamlanmış olarak- açılabildi. Mimarı Hayati Tabanlıoğlu’ydu. Tamamlanmasının ardından adının “Kültür Sarayı” olması istendi fakat bu isme Muhsin Ertuğrul, Cumhuriyet gazetesindeki yazısında tepkili olduğunu belirtmiş, “Saray” ifadesinin çağ dışı olduğu vurgulamıştır.

Küllerinden yeniden doğuyor!

İsim tartışmaları sürerken 27 Kasım 1970’te “Cadı Kazanı” eserinin temsili sırasında çıkan yangınla bina harap oldu. Yangının üstünden üç yıl geçti ve dönemin Kültür Bakanı Talât Sait Halman, 29 Ekim 1973’te Kültür Sarayı’nın yeniden açılacağını bildirdi ve adının artık “Atatürk Kültür Merkezi (AKM)” olacağını şu sözlerle açıkladı: “Cumhuriyet devrinde saray kurulmaz; bu, imparatorluk devrindeydi. Bu bakımdan binaya ‘Atatürk Kültür Merkezi’ adı verilmiştir.” 1973 yılında açılması beklenen Atatürk Kültür Merkezi, yeniden 6-18 Ekim 1978’de etkinlikler eşliğinde açıldı.

I. derece SİT Alanı

Atatürk Kültür Merkezi, yıllarca parlak bir dönem yaşadı. 1 Kasım 1999’da İstanbul 2 No’lu Koruma Kurulu, Atatürk Kültür Merkezi’ni I. Derece Kentsel SİT Alanı’nın parçası, “1. Grup Tescilli Kültür Varlığı” olarak onayladı. Böylece yapı, koruma altına alınmış oldu.

12 Aralık 2005

2005 yılının Aralık ayında basında çıkan haberler ile Kültür Bakanlığı İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 6.12.1998 tarih, 607 No’lu toplantısında, 6.1.1999 tarih, 10521 sayılı kararı ile “Kültür Varlığı” olarak tescil edilmiş bulunan Atatürk Kültür Merkezi’nin yıkılacağı ve yerine yeni bir kompleks yapılacağı haberleri yer almaya başladı. Dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, bu konuyu Tercüman gazetesi aracılığı ile kamuoyunda tartışmaya açmak istediğini söyledi.

6 Aralık 2006

İstanbul II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu 6.12.2006 gün 689 sayılı kararı ile Atatürk Kültür Merkezi’nin rölövesini onayladı.

14 Şubat 2007

Kültür Bakanlığı, İstanbul II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na başvurarak, korunması gerekeli kültür ve tabiat varlığı olarak tescil edilmiş olan, Atatürk Kültür Merkezi’nin tescil kararının iptalini istedi. İstanbul II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 14.02.2007-848 sayılı kararıyla; AKM’nin Taksim Cumhuriyet Meydanı’nda olması ve kültür merkezi işlevi de göz önünde bulundurularak, yapılması düşünülen yeni Atatürk Kültür Merkezi’ne ilişkin ihtiyaç programı ve programa göre yapılması düşünülen yapının bir konsept proje olarak kurulumuza sunulması gerektiğine karar verildi.

21 Şubat 2007 Mimarlar Odası Basın Açıklaması

“2010 Avrupa Kültür Başkenti hazırlığında olan, dünya metropolü İstanbul’un Cumhuriyet Dönemi mimarisinin önemli eserlerinden ve aynı zamanda Taksim Meydanı’nın simgesel yapılarından biri olan Atatürk Kültür Merkezi binasının, 1999 yılında Kültür Bakanlığı İstanbul 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıları Koruma Kurulu tarafından tescil edilmesine rağmen; alınan tescil kararının kaldırılması önerisinin 2006 yılında, yine Kültür Bakanlığı tarafından gündeme getirilmesini talihsizlik olarak değerlendiriyoruz.”

AKM’nin günümüze yakın bir süreçte tasarlanması ve inşa edilmesinin, zaman boyutu açısından herhangi bir olumsuzluk yaratmadığı açıkça görülmektedir. Bir diğer deyişle, çok yakın geçmişte yapılmış bir yapı da kültür varlığı niteliği kazanabilir.

AKM’nin Türkiye’nin 1970’li yıllarda, kültürel etkinliklerin en yoğun olduğu kentinde, toplumun kültürel gereksinmelerinin karşılanması için tasarlanan bir yapı olması, bir tasarım anlayışını yansıtması, dönemin yapım teknolojilerine sahip olması, özetle toplumun kültürel yaşamını mekâna yansıtması nedeniyle Belge Değeri vardır.

AKM’nin fiziki olarak İstanbul kentinin belleğinin bir parçası olarak Kimlik Değeri vardır. AKM ayrıca sadece İstanbul kent sakinlerinin değil, tüm ülke insanlarının belleğinde olan, şu veya bu nedenle tüm toplum katmanları tarafından kullanılan ve bilinen bir yapıdır.

AKM, yapıldığı dönemin tasarım, mimari ve teknoloji anlayışını yansıtması açısından Mimari Değer’e sahiptir.

AKM, toplumun gereksinimlerini halen karşılayabilmesi açısından İşlevsel ve Ekonomik Değer’e sahiptir.

AKM’nin yapıldığı 40 yıldan fazla süredir kendisine çağdaş toplumda bir yer bulabilmesinden kaynaklanan Süreklilik Değeri vardır.

AKM’nin kültür varlığı olması tartışılmayan birçok yapıdan çok daha fazla belleğimizdeki değişik olaylarla ilişkisi bakımından Anı Değeri vardır.

AKM, bunun da ötesinde çok önemli bir Simge Değeri’ne sahiptir.

AKM’nin Özgünlük Değeri vardır.

26 Mart 2007

-Ortak yürütülen çalışmalar sonucunda Dünya Tiyatro Günü nedeniyle Atatürk Kültür Merkezi önünde gerçekleştirilen ve ülkemiz tarihinde ilk kez tüm sanat alanlarının ortaklaştığı bir etkinlikle kamuoyuna açıklamalar yapıldı.

15 Nisan 2007

Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, AKM yerine “Valencia” ya da “Sydney Opera Binası” tarzında bir yapının yapılmasının planlandığını bildirdi. Koç, AKM ile ilgili tartışmalara tepki göstererek “Ben olduğum için binanın yıkılmasına karsı çıkıyorlar.” dedi.

11 Mayıs 2007

Atatürk Kültür Merkezi’nin yıkılarak yerine yenisinin yapılmasını öngören İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Kanunu Tasarısı, TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’nda kabul edildi. Tasarıya göre, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı kurulacak; ajans, özel hukuk hükümlerine tabi, Kültür Bakanlığı ile ilişkili, tüzel kişiliğe sahip olacak. Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezi yıkılarak yerine İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından, diğer belediye ve Hazine arazilerinden alanlar da katılarak, yeni bir AKM binası yapılacak. Eyüp’teki Rami Kışlası da İstanbul Kütüphanesi olarak düzenlenecek.

30 Ekim 2007

Korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen Atatürk Kültür Merkezi, I. koruma grubuna dahil edildi.

4 Kasım 2007

Mimarlar Odası, Muhsin Ertuğrul Sahnesi’ni ve Atatürk Kültür Merkezini yıkmak isteyen, çağın gericilerine karşı sözü olan her bireyi Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi önünde buluşmaya çağırdı.

10 Kasım 2007

Kamuoyunda tartışma yaratan İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Hakkında Yasa Tasarısı, içeriğinden “Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) yıkılması” hükmü çıkarılarak yasalaştı.

14 Mayıs 2008

Atatürk Kültür Merkezi yenileme avan projeleri onaylandı.

Yapılan onarım ve tadilat çalışmalarının ardından AKM çok hasar almış ve kullanılamaz durumda bırakılmıştır. Söz konusu yerde sanat çalışmaları icra edilemez hale gelmiş dolayısıyla İstanbul halkı bale, tiyatro ve benzeri sanatsal etkinliklerden yoksun kalmıştır.

11 Eylül 2012 Bir Yangın Daha!

Atatürk Kültür Merkezi tadilat çalışmaları sırasında hava boşluğunda yangın çıktı.

AKM’nin tadilatı yabancıya(!) gitmedi!

Binanın restore edilmesi bekleniyordu ama onarım projesi Kültür Sanat ve Turizm Emekçileri Sendikası’nın açtığı dava sonucunda yargı kararıyla iptal edildi. Sonrasında, binanın olduğu gibi korunarak yenilenmesi ve güçlendirilmesi için ilgili tüm taraflar arasında 2009’da bir protokol imzalandı. Restorasyonu yapmak üzere projenin ilk mimarı Hayati Tabanlıoğlu’nun oğlu Murat Tabanlıoğlu görevlendirildi. 2012 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Sabancı Grubu arasında protokol imzalandı. Yenilenmiş AKM’nin 29 Ekim 2013’e yetiştirileceği söylendi.

Gezi doğdu!

Mayıs 2013’te restorasyon çalışmaları Kültür Bakanlığı kararıyla durduruldu. Sabancı Vakfı’nın yaptığı bağışın nereye harcandığı da hiçbir zaman net olarak açıklanmadı. Mayıs ayının son günlerinde Gezi Direnişi başladı. Atatürk Kültür Merkezi, direniş sırasında, ön cephesine asılan afişler nedeniyle Gezi Direnişi’nin simgelerinden biri haline geldi. Bu sırada, ardı ardına direnişle ilgili açıklamalar yapan dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, 6 Haziran 2013’te “AKM inşallah yıkılacak” çıkışını yaptı. Bu günlerde, Barok tarzı bir opera binasının yapılması da gündeme geldi. Gezi Direnişi sonrasında merkez, bir yılı aşkın bir süre polis karakolu olarak kullanıldı. Mimarlar Odası, Nisan 2014’te binanın karakol olarak kullanılmasına karşı suç duyurusunda bulundu. Davada, Ekim 2014’te kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi.

5 Temmuz 2013

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Erdoğan’ın “Yıkacağız!” çıkışına rağmen AKM’nin 2014 yılında açılacağını söyledi.

AKM söylendiği gibi ne yenilenmiş ne de onarılmıştı aksine içerisi daha da harap edilmişti. Bu durum büyük tartışmalara yol açtı ve bu konuyla ilgili defalarca kez eylem yapıldı. Yargı kararlarına uyulması, yapının aslına uygun şekilde restore edilmesi istendi ama bu sesi duyan olmadı. Aksine bu çığlıkları duymama hallerini, AKM’yi bir reklam panosu olarak kullanarak göstermiş oldular.

2016 Şimdi de İstanbul Kültür Merkezi

Adrian Smith & Gordon Gill Mimarlık firmasının internet sayfasında AKM’nin yerine yapılmak üzere hazırlanmış “İstanbul Kültür Merkezi” adıyla bir mimari proje yayımlandı.

2017

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe’de düzenlenen 3. Turizm Şurası’nda AKM’yi yıkarak yerine yeni bir opera binası yapılacağı haberini verdi: “Şimdi İstanbul’da Atatürk Kültür Merkezi’ni yıkıyoruz ve oraya daha büyüğünü, çok daha modern bir mimari ile inşalah İstanbul’da Pazartesi günü lansmanını yapacağım. Bu lansman ile 2019’un sonuna kadar İstanbul’a opera binasını kazandırmış olacağız.”

Yeni binanın mimarlığını, AKM’nin ilk binasının mimarı Hayati Tabanlıoğlu’nun oğlu Murat Tabanlıoğlu yapıyor.

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından hazırlanan yeni AKM projesinin kamuoyuna tanıtılmasının ardından düzenlediği basın toplantısında, “1. grup anıtsal yapı” olarak tescil edilmiş AKM’yi yıkıma terk etmenin de yıkmanın da suç olduğuna dikkat çekti.

Atatürk Kültür Merkezi ile ilgili süreç devam ederken bizler biliyoruz ki kültürü, sanatı toplumdan uzaklaştıramayacaklar ve tarihi unutturamayacaklar. Yeni proje ile hafıza yapıların değiştirilmeye çalışılması yadsınamayacak bir olaydır. Kültür mirasımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bütün baskılara ve yıkımlara karşı Atatürk Kültür Merkezi, Cumhuriyet Meydanı ile bağdaşmaktadır ve Taksim Meydanı ile bir bütün olarak kalmaya devam edecektir.


Kaynakça:

  1. http://kulturservisi.com/p/ataturk-kultur-merkezi-nin-70-yillik-tarihi
  2. AKM ÇED Raporu
  3. http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/kultur-sanat/857335/Erdogan___AKM_yikilacak__dedi…_Yerine_ne_yapilacagini_acikladi.html
  4. http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/925564/Ataturk_Kultur_Merkezi_ne_ilk_kazma_vuruldu.html
  5. http://www.yapi.com.tr/haberler/akmyi-yikima-terk-etmek-de-yikmak-da-suctur_162047.html