İçeriğe geç

İTÜ Sahnesi ve Amatör Tiyatrolar Dayanışması

İTÜ Sahnesi, 1997 yılından beri faaliyetlerini sürdüren bir üniversite tiyatro topluluğudur. Her okul dönemi başında yeni katılımların gerçekleştiği İTÜ Sahnesi’de, değişimin ve dinamizmin yanında süreklilik ve kalıcılık arayışı da vardır. Deneyim aktarımı geleneğiyle ilerleyen bir sisteme sahiptir. Yani bütün çalıştırıcılar yeni katılımcılar gibi İTÜ Sahnesinde kendini geliştirmiştir. Yapılan teorik ve pratik araştırmalar sonucu çıkan üretimler genel olarak oyuncu odaklıdır. Oyuncunun eğitim dönemi sonunda zihinsel ve bedensel eylemlerinin gücünü ortaya çıkaracak şekilde bir alan yaratabiliyor olması beklenir. Bu sayede sahnede yapılan eylemlerin sahne dışına da taşması amaçlanır. 2017 senesinden itibaren sahnenin diğer sahne unsurlarına (ışık, dekor, müzik vs.) yoğunlaşma amacıyla birimleşme yolunda da adımlar atılmaktadır.

Okul dönemi dışında Mezun İTÜ Sahnesi (MİTÜS) üyeleriyle ortak yaz çalışmalarıyla kendini geliştirme fırsatı bulan İTÜ Sahnesi oyuncuları hem İTÜ Sahnesi geleneğinin aktarımını alır, hem de farklı sahneleme tarzlarını da bu dönemde deneyimler. Yaz çalışmaları bu bağlamda geleneksellik ve deneyselliğin bir araya geldiği ortamı sağlar.

2016 – 2017 sezonunda her sene olduğu gibi bahar döneminde çıkardığımız oyun Hanımların Dikkatine – Kısa Metraj Rüyalar Ltd.Şti.’nin yanı sıra yaz dönemi İTÜS-MİTÜS ortak yapımı olan Albay Kuş’u da seyirciyle paylaştık. MİTÜS’ün ilk prodüksiyonu olan Albay Kuş İTÜ Sahnesi’nin mezunlarıyla ilişkisini güçlendirerek geleceğe daha umutlu bakmamızı sağladı. Ardından bahar döneminde kadrosu MİTÜS olan fakat elbette İTÜS’le birlikte hayata geçen Sondan Bir Önceki Gün sahnelenmeye başlandı. Üniversite festivallerinin de bahar döneminde gerçekleşmesinden ötürü Sondan Bir Önceki Gün MİTÜS’ün ilk turne tecrübesi oldu.

İTÜ Sahnesi’nin Hanımların Dikkatine – Kısa Metraj Rüyalar Ltd.Şti. oyunu Anadolu Üniversitesi’nde sakıncalı görülerek(!) Amatör Tiyatro Günleri 2017’de sansüre maruz kaldı. Halihazırda iletişim halinde olan İTÜS ve Anadolu Üniversitesi tiyatro grupları (Özdüşüm Oyuncuları, Tiyatro Poetika ve Yaşayan Tiyatro) ile görüşülerek bir çözüm arayışına gidildi. Bu süreçte İTÜS oyuncuları Eskişehir’e giderek tiyatro gruplarıyla yüz yüze görüşerek bir toplantı düzenlendi. Toplantıda gündem olan konular yaşanılan sansür olayının yanında üniversite tiyatro gruplarının temel sorunları olarak belirlenen mekansızlık, ödeneksizlik, iletişimsizlik oldu. Yapılan tartışmalar sonucu yaşadığımız sorunları çözebilmenin ancak birlikte hareket ederek gerçekleşebileceği kanısına varıldı. Bu sonuçla üniversite tiyatro gruplarıyla iletişime geçip zaman ve mekanda ortaklaşarak bir toplantı yapılması kararlaştırıldı. İlerleyen süreçte de İTÜS’ün yaşadığı sansür olayı oyunun okul dışında Tepebaşı Belediyesi’nin yardımıyla Zübeyde Hanım Kültür Merkezi’nde sahnelenmesi sağlanarak çözüldü. Yaşadığımız bu sansür bir manada büyük bir şeyin kıvılcımını yakmış oldu.

İlerleyen süreçte ortaklaşma başlıklı bir yazıyla üniversite tiyatro gruplarına ulaşılıp, yazın bir araya gelerek sorunlarımıza çözüm arayabileceğimiz, iletişim sağlayabileceğimiz, çözümde ortaklaşabileceğimiz bir kamp planlamasına başlandı. Bahar döneminde gerçekleşen toplantılarda ortaklaşmanın birlikte kararlaştırılması gerektiği, ulaşılabilen tüm topluluklarla iletişime geçip birlikte harekete geçmek istendiği üzerinde duruldu. Halihazırda iletişimde dahi bulunulmamış toplulukları kurulu bir platforma dahil etmenin, üstten ve egoist bir tavır olacağı düşünülerek platform fikri kamp sürecinde kadar ertelendi. Elbette bahar şenliklerinde bir araya gelindiğinde veya iletişim fırsatı bulunan her fırsatta birlikte hareket edilmek istendiği ve süreç hakkındaki fikirler tartışıldı. Kısa sürede planlanıp hayata geçirilen kamp 16-17-18 Haziran’da Teos Sanat Kampı’nda gerçekleşti. Uzun süren forumlar sonucunda grupların bir araya geleceği bir platform kurması gerektiği konusunda ortaklaşıldı. Özellikle platformun amacı ve vizyonu konusunda uzun süren tartışmalar grubun fikirlerinin olgunlaşmasını sağladı. Kamp sonunda bölgesel temsilciliklerle lokalde de birlikteliğin artması ve ekim ayında planlanan toplantıya cümlelerimizin netleşerek gelmesi amaçlandı.

Kamp süreci yalnızca sorunların tartışıldığı, soğuk bir ortamdan ziyade grupların birbirlerini tanıdığı, çalışmaların paylaşıldığı, birlikte oyunların oynandığı bir kaynaşma ortamıydı. İTÜ Sahnesi olarak biz de bu süreçte Plastik Hareketler ve Kabile çalışmalarımızı paylaştık. Bu paylaşım sonrası CBÜ MuKaT (Celal Bayar Üniversitesi – Muradiye Kampüs Tiyatrosu ) ile yaz çalışması sürecinde bir atölye gerçekleştirildi. Ayrıca DÜTT (Düzce Üniversitesi Tiyatro Topluluğu) ile de gerçekleşmesi planlanan Plastik Hareketler atölyesi programımızda mevcut. Ek olarak kamp esnasında katılım gösterdiğimiz ÖKM Sahnesi Therzopulos Vücut Seti aktarımı sonrası yaz çalışması sürecinde gerçekleştirdiğimiz atölye kararı alındı. Tüm bunlar birbirimizi geliştirmenin yanı sıra topluluklarla iletişimimizin artmasına ve sorunlarımıza ortak fikir üretmemize de alan tanıdı.

Ekim ayına gelinceye kadar sosyal medyada gerçekleştirilen kampanya ile gündem oluşturmayı başaran Amatör Tiyatrolar Dayanışması, genel toplantıya kadar platformun katılımcı kulüp sayısını arttırmayı başardı. Genel toplantıda, kamp ile toplantı arasında yapılanlar, platforma yeni katılan gruplar hakkında konuşuldu. Amaç ve vizyon konusunda tekrar bir tartışma gerçekleştirildi. Bu tartışmaların sonucunda ATD Genel Toplantı Raporu’nda yazıldığı üzere “ATD homojen bir yapı olamaz. Tek bir ağızdan söylenen ideolojik fraksiyonu ya da siyasi görüşü olamaz. Her grubun kendi ideolojik görüşü olabilir. Karşı olduğumuz şey tiyatro yapılmasına engel olunmasıdır. Amacımız demokratik bir ortam oluşturarak ATD’nin heterojen yapısının korunması ve üniversite amatör tiyatro gruplarının dayanışmaya katılmasını sağlamak olmalıdır.” (Ekim 2017, p.10) dendi. Fakat alınan kararların, demokratik bir ortamın korunması adına, sert ve değiştirilemez olamayacağı ve her zaman eleştiriye ve tartışmaya açık olacağı belirtildi. Ayrıca ATD’nin daha sistemli bir yapı olması adına birimleşme ve birim sorumluları belirlendi. İlerleyen süreçte ATD’nin neler yapacağını hep beraber göreceğiz.

İTÜS temel prensiplerinde olduğu gibi dinamik yapısıyla büyümeye ve gelişmeye devam ediyor. Yeni döneme de kalabalık bir kadroyla başlayan grubumuz tiyatronun bireysel ve toplumsal düzeyde gelişebilmesi için çaba sarf etmeye devam ediyor. Yazıyı sonlandırmadan önce belirtmekte yarar var. ATD’nin de kuruluş sebeplerinden olan mekansızlık, ödeneksizlik ve sansür hala üniversite tiyatroları için büyük sorun. Tiyatroya alternatif fikirler getirme konusunda lokomotif görevi üstlenen üniversite tiyatroları her zaman desteğinize açık. İletişim için dergi üzerinden MİTÜS üyemiz olan Cem Bülbül’e, sosyal medya hesapları üzerinden İTÜ Sahnesi’ne veya ATD’ye ulaşabilirsiniz.