Maalesef, bugünlerde İTÜ mezunları denince aklımıza eskiden yeniye, çeşitli iş adamları ve siyasetçiler geliyor. Hatta bizzat bir kısım öğrenciler İTÜ’lü olmak sözleriyle övünerek, İTÜ’nün ‘’sözde’’ değerlerini göklere çıkarıyor. Peki, o zaman biraz da yarın illa ki kötü hatırlanacak veya en iyi ihtimalle hiç hatırlanmayacak geçici mevki-para sahiplerinin değil de; köklü okulumuzun gerçek değerlerinin sözünü edelim. Tabi ki bu durumda da konservatuvar bölümü bir tık öne çıkıyor.
Bugün gerçek anlamda tanınır insanlar olsa da, maddi manevi her anlamda hak ettikleri saygıyı ve değeri görmediklerine inandığım iki insandan ve beraber oluşturdukları ‘’Gülün Kokusu Vardı’’ albümünden bahsedeceğim: Her ikisi de İTÜ Devlet Konservatuvarı mezunu olan Erkan Oğur ve İsmail Hakkı Demircioğlu.
Nasıl tanıştılar bilemiyorum. Belki de konservatuvar koridorlarında tanışmışlardır. Ancak uzun yıllardır beraber müzik yapıyorlar. Erkan Oğur’un yanık sesi ile İsmail Hakkı Demircioğlu’nun daha pes sesi çok güzel tamamlıyor birbirilerini. Keza karakter olarak da öyle. Erkan Oğur’un sevimli ayyaşlığını İsmail Hakkı Demircioğlu’nun “ağır abi” karakteri dengeliyor. ( Bu yorumu sosyal medyadan alıntı yapıyorum.)
Gelelim iki büyük ustanın yıllar süren birlikteliklerinin bize kazandırdı ğı en büyük hediyeye: “Gülün Kokusu Vardı”
Bundan tam 18 sene önce, yani 1998 yılında çıktı ‘’Gülün Kokusu Vardı’’ albümü. Sadece Erkan oğur – İsmail Hakkı Demircioğlu diskografisinin veya türkü albümleri rafının değil, genel olarak Türkiye müzik tarihinin en iyi albümlerinden biri olarak kabul edilir. Yayıncılık ve dağıtımcılık haklarının temsilcisi Kalan Müzik’in sahibi Hasan Saltık’ın tespitiyle bu albüm, Türkiye’de müzik ırmağının yatağını değiştirmiştir.
“Bütün türküler güzeldir. Tabiattır, hayatın ta kendisidir, salt müzik değildir ve bu ülkenin elle tutulan hazinesidir. Hoyratça tüketme çabasında olanlar kaybederler. Bu çalışma birlikte hatırlama manasındadır.” Der Erkan Oğur albümün kapağında.
Rivayet odur ki usta ikili bu albümdeki türküleri seslendirmek için stüdyoya her girdiklerinde ağlamaktan türküleri bitirememişlerdir ve stüdyoda kayıt süreci uzamıştır.
Albümden bazı parçalara gelirsek:
Pencereden Kar Geliyor
Bana göre albümün kesinlikle en iyilerinden. Ağlatır, dağıtır, allak bullak eder. Özellikle memleketinizden uzakta iken dinlerseniz etkisi katlanır. Köken olarak bir Harput (Elazığ) türküsüdür.
Ey Zahit Şaraba Eyle İhtiram
Bir Bektaşi Babası olan Edip Harabi’nin şaraba hürmet, serhoşa muhabbet, sofuya ders nefesidir.Tasavvuf felsefesinin izlerine rastlamak mümkündür. Birçok yorumu olsa da benim fikrimce bu ikiliden kesinlikle dinlenmelidir.
Allı Zeynep
Zeynebim olarak da. Erkan Oğur bir konserinden önce bunu çalmadan önce “Her erkeğin bir zeynebi vardır” demiştir.
Dağlar
Pir sultan abdal yazmış, İsmail Hakkı Demircioğlu da bestelemiştir bu güzide “eseri”.
Mecnunum Leylamı Gördüm
Birçok büyük isim tarafından söylenmiş türkü. Erkan Oğur yorumunu da kesinlikle dinlemelisiniz.